top of page

DİBİ GÖRMEK

  • yaseminaydmr12
  • 4 Ara 2024
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 13 Şub





Derler ki dibi görmeden en yukarı çıkamazsın. bu sıralar tutunduğum bir söz. Çünkü dipte hissediyorum kendimi manevi dip sürecim bitti ama şimdide maddi dip sürecim başladı. Yaşam tarzım ve gelir seviyem arasında bir uçurum meydana geldi. Bunun nedenleri arasında kapitalist dünya düzenine uyum sağlamam da var, Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik belirsizlikler de var. Bu belirsizlikler yatırım kazançlarımı olumsuz etkilediği için son dönemde aldığım kararlarla agresif bir yatırımcı tavrı sergiledim. Bu da bana dönülmez yollarda olduğumu göösterdi. Ama sorun yok. Eğitimli bir piyasa uzmanı olmak piyasa uzmanı olmak anlamına gelmiyormuş, ya da uzaman olmak o işte iyi olacağınız anlamına gelmiyormuş mu demeliyim.

Ne demiştik, dibi görmek... Dipteydim ve ışığı gördüm şimdi tekrar ayağa kalkıp ışığa doğru yürüyorum ve neyi farklı yaparsam aynı sonuçlar olmaz diye düşünüyorum. Bu da ''AYNI ALIŞKANLIKLARLA SADECE AYNI SONUÇLARI ALABİLİRSİNİZ AMA DAHA İYİ ALIŞKANLIKLARLA HER ŞEY MÜMKÜN'' sözü ile hayatıma girmiş bir düşünce şekli . Bu sözle motive olarak hayatımda bir aydınlanma yaşıyorum. Neyi farklı yapmalıyım. Önceliği kötü diyebileceğimiz alışkanlıklara veriyorum. Bunlardan bazılarından yavaş yavaş bazılarından ise çok hızlı bir şekilde kurtulmayı hedefliyorum. Acil bıraktığım kötü alışkanlıklarımın ilk örneği sigara. Daha önce defalarca bıraktığım ve tekrar tekrar başladığım kötü bir alışkanlıktı sigara. Ama bu kez çok kararlıydım ve bıraktım asla ama asla tek bir nefes bile almayacağıma karar verdim. Bağımlılıktı ve sağlıksız olmak için para ödüyordum. Nefes alamadığımı hayal etmek sigarayı bırakmam için yeterliydi. Evet kanser olabilirim hayatında hiç sigara içmeyen insanlarda kanser olabiliyor. Ama artık şunu söyleyebilirim kendime ben bedenim için elimden geleni yaptım. Ee beden demişken ikinci kötü alışkanlığıma gelelim mi? Oburluk evet oburluk. Her yemek sonrası geçirdiğim hazımsızlık krizleri bu kararımı vermek için olumlu bir etkendi. Bir başka olumlu etkense %30 oranında porsiyonunuzu azaltmak insan ömrünü uzatır araştırmasıydı. Bakın şuna açıklık getirelim ben ömrüm uzasın diye az yemeye başlamadım. Az yemek ömrü uzatıyorsa çok yemek kötü bir şey diye düşünerek bu kötü alışkanlığı iyi bir alışkanlığa çevirdim. İnanan biriyseniz zaten oburluğun günah olduğu gibi bir gerçekte sizi olumlu etkileyebilir. Bedenim de az yediğimde daha enerjik olduğu için bu kararı uygulamakta beni zorlamadı. Bir diğer kötü alışkanlığım hareketsizlikti. Her sabah 5 e alarm kurar koşmaya ya da yürümeye çıkacağımın hayalini kurardım ama asla sabahları uyanmazdım. şimdi 15 dakika bile olsa çıkıyorum. Kendimi engellemek için ikna yöntemlerimi geçersiz kılmaya çalışıyorum. Günde 30-40 dakika mutlaka yoga yapıyorum. Eğer günlük görevlerimi yerine getirmiyorsam biriken görev adını verdiğim uygulamaya geçiyorum yani günde 40 dakika yoga yapmadıysam ve 3 gün boyunca atladıysam 120 dakika yoga yapmak zorunda olduğumu kabulleniyorum. Bu sanki bu dünya daki en önemli şey oluyor. Çünkü ben değişmeye karar verdim ve bu alışkanlıkları sürdürmem gerekiyor ama sürdürmedim yani değişmedim yani mutlak başarısızlık döngüsüne geri döneceğim. İşte bu korku beni motive ediyor.

Bundan sonraki 3 yazım yukarıdaki alışkanlıklar hakkında olacak. Size tarzım sert gelmiş olabilir ama şunu açık yüreklilikle söyleyebilirim ben 29 yaşındayım ve olmak istediğim ben değilim. Şimdi bir 29 yıl daha olmak istemediğim biri olmak için harcayamam. Büyüyün artık. Bahanelere sığınmayın. Kendinizle yüzleşin. Ayağa kalkın ve ilk adımı atın.


Sevgilerle...

 
 
 

Comments


Abonelik Formu

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

  • Facebook
  • Twitter
  • LinkedIn

©2021, yase tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page